“Dil, Edebiyat, Kültür ve Sürdürülebilirlik” Konulu Uluslararası Sempozyum Üniversitemizde Gerçekleştirildi
13.10.2025
Türk-Alman Üniversitesinin ev sahipliğinde, 09-10 Ekim 2025 tarihleri arasında Üniversitemiz Kültür ve Sosyal Bilimler Fakültesi ve Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından gerçekleştirilen “Sprache, Literatur, Kultur und Nachhaltigkeit. Perspektiven aus DaF/DaZ, Sprach-, Literatur- und Kulturwissenschaften” başlıklı uluslararası sempozyum, Edebiyatbilim, Kültürbilim, Dilbilim ve Yabancı Dil / İkinci Dil olarak Almanca Öğretimi seksiyonlarında yoğun bir akademik katılımla gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılış konuşmalarında Üniversitemiz Rektör Yardımcısı ve Kültür ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Uzuntaş, farklı disiplinlerden bilim insanlarının uluslararası düzeyde ortak bir tema etrafında buluşmasının farklı perspektifler sunduğunu, bilimsel alışverişi ve kültürlerarası iletişimi artırdığını belirtti. Ayrıca sürdürülebilirliğin ekolojik boyutlarının yanında ekonomik, sosyal, kültürel ve dilbilimsel boyutlarıyla ele alınması gerektiğini vurguladı.
Bakü Slavyan Üniversitesinden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fikret Cihangirov, sürdürülebilirliğin çevresel olduğu kadar kültürel ve toplumsal bir mesele olduğunu vurgulayarak, üniversiteler arası iş birliklerinin bilimsel ve uluslararası etkileşimi güçlendirdiğini ifade etti.
Üniversitemiz Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Leyla Coşan, sürdürülebilirlik konusunun disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınmasının önemine vurgu yaparak, çevre, dil, kültür ve edebiyatın ortak bir perspektifte buluşmasının sürdürülebilir geleceğe katkı sağladığını ifade etti. Yapılan açılış konuşmalarının ardından ana oturum konuşmalarına geçildi.
Sempozyumun ana oturum konuşmaları, Prof. Dr. Hacı-Halil Uslucan’ın göç kapsamında aidiyet duygusunun bir aracı olarak görsel çok dilliliğin ele alındığı “Visuelle Mehrsprachigkeit als Vehikel der Beheimatung” başlıklı sunumuyla başladı, sonrasında Prof. Dr. Ernst Struck’un sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik kültürünün inşasının ele alındığı “Die Konstruktion einer Kultur der Nachhaltigkeit” başlıklı sunumuyla tamamlandı.
Sempozyumun birinci gününde Edebiyatbilim, Kültürbilim, Dilbilim seksiyonlarında sürdürülebilirlik konusunda çeşitli bildiriler sunuldu. Sempozyum, dil, edebiyat ve kültür alanlarında sürdürülebilirlik kavramını interdisipliner bir çerçevede ele alarak, katılımcılara güncel teorik yaklaşımları ve uygulamaları tartışma olanağı sundu. Etkinliğin temel amacı, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil; aynı zamanda kültürel, dilsel ve toplumsal boyutlarını da görünür kılmak oldu.
Edebiyatbilim ve Kültürbilim oturumlarında eleştirel düşünmenin sürdürülebilirlik bilincinin gelişimindeki önemi, poetik düşünme biçimlerinin sürdürülebilir bir dil kültürünün oluşumuna katkısı ve toplumsal değişim süreçlerinin kültürel üretime etkileri ele alındı. Katılımcılar, sosyal sürdürülebilirliği güçlendiren kültürel pratikleri, kriz dönemlerinde sorumluluk ve eşitlik kavramlarının yeniden yorumlanışını ve edebî temsil biçimlerinde sürdürülebilirliğin çeşitli boyutlarını tartıştı. Ayrıca, çağdaş edebiyatın gelecek anlatıları, mitolojik figürlerin çevre temsillerindeki dönüşümü ve kültürel hafıza ile zaman algısının sürdürülebilirlik bağlamında nasıl yeniden kurulduğu değerlendirildi. Dilbilim oturumlarında dil-duyarlı öğretim yöntemleri, göç temalı film sahneleri üzerinden sürdürülebilir öğrenme stratejileri ve bilimsel metinlerde sürdürülebilirlik söyleminin aktarımı üzerinde duruldu. Bu sunumlar aracılığıyla kapsayıcı filoloji, kültürlerarası duyarlılık ve dil eğitiminde sürdürülebilirlik ilkeleri vurgulandı.
Sempozyumun ikinci günündeki ana oturum konuşmaları, Prof. Dr. Carola Surkamp’ın farkındalık, müzakereler ve belirsizlik toleransı – dil, kültür ve edebiyat eğitimi yoluyla sürdürülebilir gelişme için eğitim konulu “Awareness, Aushandlungen und Ambiguitätstoleranz – Bildung für nachhaltige Entwicklung durch sprachliche, kulturelle und literarische Bildung” başlıklı sunumuyla başladı, ardından Dr. Zuzana Münch-Manková’nın sürdürülebilirliği öğretmeyi öğrenmek: Yabancı dil olarak Almanca öğretimi bağlamında sürdürülebilir kalkınma yeterliliklerine ulaşım için dünya iklim oyunun ele alındığı “Nachhaltigkeit lehren lernen: Das Weltklimaspiel als Zugang zu BNE-Kompetenzen im DaF-Kontext” başlıklı sunumuyla tamamlandı.
Sempozyumun ikinci gününün oturumlarında Yabancı Dil / İkinci Dil olarak Almanca Öğretiminde sürdürülebilirlik ilkeleri ayrıntılı biçimde ele alındı. Dilin öğrenme sürecinde yalnızca iletişimsel bir araç değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün taşıyıcısı olduğundan bahsedildi. Eğitimde sürdürülebilirlik, eleştirel ve katılımcı bir öğrenme süreci olarak tanımlandı; bu bağlamda, öğretmen adaylarının dil, kültür ve değer aktarımı konularında dönüştürücü roller üstlenmesi gerektiği vurgulandı.
Bir diğer tartışma ekseni, öğretmen yetiştirme programlarında sürdürülebilirlik temelli becerilerin kazandırılması oldu. Akademisyenler, eğitim fakültelerinde sürdürülebilirlik temalarının sistematik biçimde ele alınmasının önemine dikkat çekti; öğretmenlerin, eşitlik ve katılım gibi değerleri ders içeriğine entegre etme sorumluluğu üzerinde durdu. Tartışmalar özellikle dil-duyarlı öğretim, empatik öğrenme ve eleştirel farkındalık gibi kavramlar çerçevesinde yürütüldü.
Sempozyumun ikinci gününde, dijitalleşmenin sürdürülebilir eğitim süreçlerindeki potansiyeli de kapsamlı biçimde ele alındı. Sanal öğrenme ortamlarının ve dijital oyunların sürdürülebilirlik farkındalığı kazandırmada nasıl kullanılabileceğini, öğrenciler arasında küresel iş birliği ve kültürlerarası diyalog olanaklarını nasıl artırdığı örneklerle açıklandı. Küresel öğrenme, virtual exchange ve çevrimiçi iş birliği modelleri, öğrencilerin hem dijital hem de kültürel yetkinliklerini geliştiren araçlar olarak değerlendirildi.
Kültürel sürdürülebilirlik başlıklı oturumlarda, dilin kültürel temsiller üzerindeki dönüştürücü gücü, kimlik ve aidiyet kavramlarıyla ilişkisi tartışıldı. Sürdürülebilir kültürel gelişim, yalnızca geçmişin korunması değil, aynı zamanda çeşitliliğin, çok dilliliğin ve kültürlerarası diyalogun desteklenmesi olarak değerlendirildi.Katılımcılar, kültürlerarası yaklaşımlar çerçevesinde dilin güçlü bir aktarım aracı olduğunu; bu nedenle sürdürülebilirliğin eşitlik ve saygı temelinde düşünülmesi gerektiğini vurguladı.
Sempozyumda ayrıca dilsel yaratıcılığın ve edebî üretimin sürdürülebilirlik bilinciyle nasıl ilişkilendirilebileceği, yeni öğretim yöntemleri üzerinden tartışıldı. Katılımcılar, dilin estetik boyutunun bireylerde farkındalık, empati ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirdiğini; bu yönüyle dil eğitiminin sürdürülebilir bir kültürel dönüşüm için çok önemli bir araç olduğunu belirtti.
Sempozyumun kapanış değerlendirmesi Prof. Dr. Aysel Uzuntaş ve Prof. Dr. Leyla Coşan tarafından yapıldı.
Disiplinler arası niteliğiyle öne çıkan sempozyumda sürdürülebilirlik konusu dil, dil öğretimi, kültür, edebiyat ve toplumsal sorumluluk ekseninde bütüncül bir yaklaşımla ele alındı; katılımcılar arasında uluslararası fikir alışverişi ve deneyim paylaşımı ortamı oluşturuldu. Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) tarafından desteklenen, Bielefeld ve Heidelberg Üniversitelerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen sempozyumda, sürdürülebilirlik tartışmalarına yalnızca çevresel değil, aynı zamanda insani, kültürel ve etik bir perspektiften katkı sağlandı.
Sempozyumun açılış konuşmalarında Üniversitemiz Rektör Yardımcısı ve Kültür ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Uzuntaş, farklı disiplinlerden bilim insanlarının uluslararası düzeyde ortak bir tema etrafında buluşmasının farklı perspektifler sunduğunu, bilimsel alışverişi ve kültürlerarası iletişimi artırdığını belirtti. Ayrıca sürdürülebilirliğin ekolojik boyutlarının yanında ekonomik, sosyal, kültürel ve dilbilimsel boyutlarıyla ele alınması gerektiğini vurguladı.
Bakü Slavyan Üniversitesinden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fikret Cihangirov, sürdürülebilirliğin çevresel olduğu kadar kültürel ve toplumsal bir mesele olduğunu vurgulayarak, üniversiteler arası iş birliklerinin bilimsel ve uluslararası etkileşimi güçlendirdiğini ifade etti.
Üniversitemiz Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Leyla Coşan, sürdürülebilirlik konusunun disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınmasının önemine vurgu yaparak, çevre, dil, kültür ve edebiyatın ortak bir perspektifte buluşmasının sürdürülebilir geleceğe katkı sağladığını ifade etti. Yapılan açılış konuşmalarının ardından ana oturum konuşmalarına geçildi.
Sempozyumun ana oturum konuşmaları, Prof. Dr. Hacı-Halil Uslucan’ın göç kapsamında aidiyet duygusunun bir aracı olarak görsel çok dilliliğin ele alındığı “Visuelle Mehrsprachigkeit als Vehikel der Beheimatung” başlıklı sunumuyla başladı, sonrasında Prof. Dr. Ernst Struck’un sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik kültürünün inşasının ele alındığı “Die Konstruktion einer Kultur der Nachhaltigkeit” başlıklı sunumuyla tamamlandı.
Sempozyumun birinci gününde Edebiyatbilim, Kültürbilim, Dilbilim seksiyonlarında sürdürülebilirlik konusunda çeşitli bildiriler sunuldu. Sempozyum, dil, edebiyat ve kültür alanlarında sürdürülebilirlik kavramını interdisipliner bir çerçevede ele alarak, katılımcılara güncel teorik yaklaşımları ve uygulamaları tartışma olanağı sundu. Etkinliğin temel amacı, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil; aynı zamanda kültürel, dilsel ve toplumsal boyutlarını da görünür kılmak oldu.
Edebiyatbilim ve Kültürbilim oturumlarında eleştirel düşünmenin sürdürülebilirlik bilincinin gelişimindeki önemi, poetik düşünme biçimlerinin sürdürülebilir bir dil kültürünün oluşumuna katkısı ve toplumsal değişim süreçlerinin kültürel üretime etkileri ele alındı. Katılımcılar, sosyal sürdürülebilirliği güçlendiren kültürel pratikleri, kriz dönemlerinde sorumluluk ve eşitlik kavramlarının yeniden yorumlanışını ve edebî temsil biçimlerinde sürdürülebilirliğin çeşitli boyutlarını tartıştı. Ayrıca, çağdaş edebiyatın gelecek anlatıları, mitolojik figürlerin çevre temsillerindeki dönüşümü ve kültürel hafıza ile zaman algısının sürdürülebilirlik bağlamında nasıl yeniden kurulduğu değerlendirildi. Dilbilim oturumlarında dil-duyarlı öğretim yöntemleri, göç temalı film sahneleri üzerinden sürdürülebilir öğrenme stratejileri ve bilimsel metinlerde sürdürülebilirlik söyleminin aktarımı üzerinde duruldu. Bu sunumlar aracılığıyla kapsayıcı filoloji, kültürlerarası duyarlılık ve dil eğitiminde sürdürülebilirlik ilkeleri vurgulandı.
Sempozyumun ikinci günündeki ana oturum konuşmaları, Prof. Dr. Carola Surkamp’ın farkındalık, müzakereler ve belirsizlik toleransı – dil, kültür ve edebiyat eğitimi yoluyla sürdürülebilir gelişme için eğitim konulu “Awareness, Aushandlungen und Ambiguitätstoleranz – Bildung für nachhaltige Entwicklung durch sprachliche, kulturelle und literarische Bildung” başlıklı sunumuyla başladı, ardından Dr. Zuzana Münch-Manková’nın sürdürülebilirliği öğretmeyi öğrenmek: Yabancı dil olarak Almanca öğretimi bağlamında sürdürülebilir kalkınma yeterliliklerine ulaşım için dünya iklim oyunun ele alındığı “Nachhaltigkeit lehren lernen: Das Weltklimaspiel als Zugang zu BNE-Kompetenzen im DaF-Kontext” başlıklı sunumuyla tamamlandı.
Sempozyumun ikinci gününün oturumlarında Yabancı Dil / İkinci Dil olarak Almanca Öğretiminde sürdürülebilirlik ilkeleri ayrıntılı biçimde ele alındı. Dilin öğrenme sürecinde yalnızca iletişimsel bir araç değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün taşıyıcısı olduğundan bahsedildi. Eğitimde sürdürülebilirlik, eleştirel ve katılımcı bir öğrenme süreci olarak tanımlandı; bu bağlamda, öğretmen adaylarının dil, kültür ve değer aktarımı konularında dönüştürücü roller üstlenmesi gerektiği vurgulandı.
Bir diğer tartışma ekseni, öğretmen yetiştirme programlarında sürdürülebilirlik temelli becerilerin kazandırılması oldu. Akademisyenler, eğitim fakültelerinde sürdürülebilirlik temalarının sistematik biçimde ele alınmasının önemine dikkat çekti; öğretmenlerin, eşitlik ve katılım gibi değerleri ders içeriğine entegre etme sorumluluğu üzerinde durdu. Tartışmalar özellikle dil-duyarlı öğretim, empatik öğrenme ve eleştirel farkındalık gibi kavramlar çerçevesinde yürütüldü.
Sempozyumun ikinci gününde, dijitalleşmenin sürdürülebilir eğitim süreçlerindeki potansiyeli de kapsamlı biçimde ele alındı. Sanal öğrenme ortamlarının ve dijital oyunların sürdürülebilirlik farkındalığı kazandırmada nasıl kullanılabileceğini, öğrenciler arasında küresel iş birliği ve kültürlerarası diyalog olanaklarını nasıl artırdığı örneklerle açıklandı. Küresel öğrenme, virtual exchange ve çevrimiçi iş birliği modelleri, öğrencilerin hem dijital hem de kültürel yetkinliklerini geliştiren araçlar olarak değerlendirildi.
Kültürel sürdürülebilirlik başlıklı oturumlarda, dilin kültürel temsiller üzerindeki dönüştürücü gücü, kimlik ve aidiyet kavramlarıyla ilişkisi tartışıldı. Sürdürülebilir kültürel gelişim, yalnızca geçmişin korunması değil, aynı zamanda çeşitliliğin, çok dilliliğin ve kültürlerarası diyalogun desteklenmesi olarak değerlendirildi.Katılımcılar, kültürlerarası yaklaşımlar çerçevesinde dilin güçlü bir aktarım aracı olduğunu; bu nedenle sürdürülebilirliğin eşitlik ve saygı temelinde düşünülmesi gerektiğini vurguladı.
Sempozyumda ayrıca dilsel yaratıcılığın ve edebî üretimin sürdürülebilirlik bilinciyle nasıl ilişkilendirilebileceği, yeni öğretim yöntemleri üzerinden tartışıldı. Katılımcılar, dilin estetik boyutunun bireylerde farkındalık, empati ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirdiğini; bu yönüyle dil eğitiminin sürdürülebilir bir kültürel dönüşüm için çok önemli bir araç olduğunu belirtti.
Sempozyumun kapanış değerlendirmesi Prof. Dr. Aysel Uzuntaş ve Prof. Dr. Leyla Coşan tarafından yapıldı.
Disiplinler arası niteliğiyle öne çıkan sempozyumda sürdürülebilirlik konusu dil, dil öğretimi, kültür, edebiyat ve toplumsal sorumluluk ekseninde bütüncül bir yaklaşımla ele alındı; katılımcılar arasında uluslararası fikir alışverişi ve deneyim paylaşımı ortamı oluşturuldu. Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) tarafından desteklenen, Bielefeld ve Heidelberg Üniversitelerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen sempozyumda, sürdürülebilirlik tartışmalarına yalnızca çevresel değil, aynı zamanda insani, kültürel ve etik bir perspektiften katkı sağlandı.